Bu Blogda Ara

29 Temmuz 2010 Perşembe

hikaye(cik)


yarım bırakılan yemeğin arkadan ağladığını öğrendiğinden beri her yarım bırakıldığında gidenin ardından ağlıyor insan oğlu..

her şey aklıma gelirdi de ....... aklıma gelmezdi dediğinde de anlıyor annesini.

gün geliyor sarmaşıklar da bitiyor hikayeler de.

azalıyorsun.

bir de yürüyorsun bu sıcakta çoğu zaman, bazen yalnız yürüdüğünü düşüne düşüne.

ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz der bi' de şair.

birlikte yürüyelim mi?

kaç biten hikayen var diye sordum saymaya başladı. belli ki yaşamıştı.

bi de tercihler var tabi.

ama başlayan şarkısı olmamış hiç, hep dinlemiş hep dinlemiş.

şemsiye bir tercihtir.

her şey aklıma gelirdi de bu sıcakta şemsiyeyle yalnız yürüdüğümü düşüne düşüne gülüştüklerimize ağlayacağım gelmezdi piyale.




21 Temmuz 2010 Çarşamba

noktalı düşmeler.


ne zaman düştüğümüzü hissederiz, insanlar güldüğünde, biz de durumu toparlamak için halimize güldüğümüzde mi.
ağladığımızda mı yoksa, yoksa ,istesek de ağlayamadığımızda mı.
gelse ya da gel dese diye bekleyip de ne geldiğinde ne de gidemediğimizde mi.
son defa.. son bikere daha.. arkamıza bile bakamadığımızda mı.
ya da gözümüz arkada deniz aşırı bir kentte, bir kentin sabahlarında.. akşamlarında kaldığında mı..
hem sılada hem gurbette gibi, hem cennette hem de cehennemde gibi, aslında hiçbir yerde gibi arafta kaldığımızda mı.
gemileri yakıp da küllerine yandığımızda mı.
kamu alanlarında sıra bekler gibi, bekler gibi bir türlü bağlanmayan operatörünü sevgilerin.. beklemeye almış, beklemeye alınmış, can'a alınmışlıklarda mı.

küçük harfle başlayan ve noktayla biten sorular soruyorsak usul usul büyüyoruzdur belki de. belki de artık şarkılar azalır. ışıklar küser. daha uzağa gitmek, gidenleri izlemek değiştirmez içi. neyse ismini vermek istemeyen izleyici, kısın televizyonunuzun sesini. o zaman sesinizi duyurmak kolaylaşır belki.